In Hoodies röportajı ile Murat’ı yakından tanıyoruz. Müzisyen ve besteci Murat Kılıkçıer’in tek kişilik müzik projesi olan In Hoodies, alternatif müziğin Türkiye’deki en önemli ve yaratıcı örneklerinden biri. Prodüktörlüğünü Brit Ödüllü Chris Potter’ın yaptığı ilk albümü A Lunar Manoeuvre ile tarzını ve yaratıcılığını kanıtlayan In Hoodies, şimdilerde ise yeni albümünün müjdesini verdi.
In Hoodies projesi ile 2015’ten bu yana kendine özgü yaratıcılığı ile ürün veren Murat ile müziğine ve üretimlerine dair keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Merhaba Murat. Sohbetimize geçmeden önce seni biraz tanıyalım. Neler yapıyorsun?
Merhaba. In Hoodies adıyla müzik yapmaya ve paylaşmaya, şarkı yazmaya, fikir üretmeye, zarar vermeden yaşamaya, iyi biri olmaya çalışıyorum.
In Hoodies ve Öncesi
In Hoodies’den önce müzikal yolculuğun nasıldı?
Bir müzikal yolculuk olmadı aslında. Uzun süre iyi yapamadığım, başarılı olmadığım şeylerle uğraştım. Kendi başıma şarkılar yapmayı deniyordum ama bir yere varacağına dair pek umudum yoktu. Bursa’da, ilk albümdeki şarkılarda davulları çalan arkadaşım Ali Berk ile stüdyoya giriyorduk bazen. Bunlar dışında müzik pek yoktu hayatımda. Bir noktada, biraz da yaşadığım sağlık sorunlarının öğrettikleriyle, sadece müzik yapma kararı aldım. O günden beri de temelde bu yönde ilerliyorum.
Peki, In Hoodies nasıl doğdu? Süreç buraya nasıl evrildi?
Şarkılar kaydedilirken net bir isim yoktu. Kendi adımı kullanmak istemiyordum. İlk albümde session müzisyenleri yer aldığı için başka bir isimle ifade etmek gerekiyordu. Şarkıların yayımlanması sonrası zaman içinde farklı müzisyenlerle canlı performanslar için bir araya geldik. Hem onların desteğiyle hem kişisel olarak bir şeyler üretebileceğimi, ürettiklerimin insanlarda karşılığı olabileceğini gördükçe ilerlerdi.
“Proje ilerleyişinin benim için en büyük avantajı farklı müzisyenlerle farklı şeyler üretebiliyor olmak”
Açık konuşmak gerekirse benim için tek kişilik projeler daha değerli. Elbette çok sayıda dinlediğim ve takdir ettiğim müzisyen ve gruplar da mevcut ama tek kişilik bir müzik projesinin atmosferi ve hissettirdiği daha farklı bence. Bu durumun senin açından avantajı ve dezavantajı nedir?
Solo çalışmalara inanmakta zorlanıyorum. Çoğu zaman pek çok kişinin bir araya getirdiği, bir sürü insanın emeğinin olduğu işler olmasına rağmen tek ismin ifade edilmesi içime sinmiyor. Tek başınıza yazdığınız, tüm kaydı kendiniz yaptığınız işlerde bile o kadar çok insanın etkisi var ki, solo fikri anlamsız geliyor.
Proje ilerleyişinin benim için en büyük avantajı farklı müzisyenlerle farklı şeyler üretebiliyor olmak. Aynı kişilerin sürekli birlikte üretmeye çalışması zaman zaman bir grubu atıllaştırabiliyor. Herkesin duygusal olarak aynı noktada olması, kulağını aynı yöne çevirmesi kolay değil. Yapmak istediğiniz müziğe severek emek ve değer veren farklı müzisyenlerle, farklı şeyler üretmek benim için çok daha güzel, özgürleştirici ve değerli. Başka insanların katkısı ile farklı yerlere evriliyor hep şarkılar. İşbirlikleriyle seslerini buluyorlar.
“3-4 sene içerisinde o kadar çok insanla sahneyi veya stüdyoyu paylaştık ki…”
3-4 sene içerisinde o kadar çok insanla sahneyi veya stüdyoyu paylaştık ki… Yasemin Özler, Zeynep Oktar, Todd Gibson, Feryin Kaya, Murat Yakupoğlu, Memet İncili, Ali Berk Arslan, Ozan Kısaparmak, Çağrı Sertel, Gabriel EA Clark, Matt Loftin, Ozan Bankoğlu, Burak Cihangirli, Şener Engin, Yağız Nevzat İpek, Berke Can Özcan, Burak Irmak, Gülşah Erol, Mahmut Albulak, Tunç Çakır, Mert Akgül, Tim Wills, Si Connelly, Damon Minchella, Steve Sidelnyk, Martyin Campbell… Şarkıları yeniden düzenleyen Ethnique Punch, Z-Axis, Da Poet, Astrofella, Süha, VIIA, Mind Shifter, Crinoid… Herkesin şarkılara, performanslara katkısı çok büyük.
Benim açımdan bir dezavantajı olduğunu pek sanmıyorum. Belki sadece birkaç şarkıyı bilen insanların, konserlerde o şarkıları albümdeki halleriyle duymak istemesi, (her ne kadar her sahnedeki ekibi, performansı önceden anons etmeye çalışsak da) zaman zaman sahnede karşılaşılan ile beklentinin farklı olması olabilir.
Albüm ve EP’lerden bahsedelim biraz da. Şimdiye kadar kaç tane ürün verdin?
İlk albüm 2016 yılında yayımlanan A Lunar Manoeuvre. Sonrasında albüm 2017’de İngiltere’de plak olarak yayımlandı ve Rough Trade üzerinden satışa çıktı. 2017’de Partapart Records’dan Straight From The Medulla remix ve rework albümü paylaşıldı.
2018’de Circling The Cage isimli EP ve Coo Coo‘nun single ve farklı versiyonları yayımlandı. 2019 Mart ayında GRGDN etiketiyle ikinci uzunçalar Recalibrated Expectations yayımlandı. Bu arada Karakter, VIIA ve Mind Shifter ile işbirliğimiz olan şarkılar yayımlandı. En son geçtiğimiz ay Remains isimli single paylaşıldı.
Yeni Albümün Plak Versiyonu Eylül Sonunda Dinleyicisi ile Buluşuyor
Yeni albüm ne zaman? Ve dinleyicileri ne tarz bir sound bekliyor?
Eylül sonunda ikinci albüm Recalibrated Expectations plak olarak yayımlanıyor. Bir süre tek olarak paylaşılmasının daha uygun olduğunu düşündüğüm birkaç şarkıyı arka arkaya yayımlayacağız. Sonrasında albüm için başka fikirler var. Yazdığım çok şarkı var. Nasıl kaydedileceği, nasıl duyulması gerektiği konusunda kararsızım. Albümden önce bir EP de olacak muhtemelen ama sonraki albüm ilk iki albüme yakın sound’larda olmayacaktır sanıyorum.
ICAF 2018 single kapağı atölyesi etkinliğine değinmek istiyorum biraz da. ICAF 2018 nasıl bir etkinlikti? Kendi gözünden neleri deneyimledin? Devamı olacak mı?
İCAF burada gördüğüm en yaratıcı, en özgür etkinliklerden biriydi. Yüzlerce sanatçının üretimlerini ortaya koyabildiği bir alan. Yeni bir şarkıyı ilk defa orada paylaşmak, sanatçılarla birlikte dinlemek ve onların elinden şarkıya ilişkin farklı görsellerin ortaya çıkması benim için çok değerliydi. Her yaştan yetenekli insanları bir arada görmek harika. Sonrasında Ankara’da ACAF kapsamında, başka bir single için benzer bir atölye yapıldı.
Albüm kapağı atölyelerinin tekrarı olmayacak ama bu sene Artemis ile yürüttüğümüz Dream Gigs Illustrated serisi kapsamında hayali konser afişleri tasarlanması üzerine bir sergi, söyleşi ve workshop olacak muhtemelen. İCAF’ı organize eden ekip o kadar özenli çalışıyor, o kadar nazikler, o kadar yaratıcılar ki, İCAF’la sürekli farklı işbirliklerimiz olacaktır diye düşünüyorum.
“Planım sürekli üretmek ve paylaşmak”
In Hoodies’in yakın gelecekteki müzikal planları nedir?
Uzun zamandır gündemde olan ama sonuca ulaştıramadığım, şarkıların orkestra eşliğinde icra edilmesi konusu var. Umarım bu sene içerisinde Zeynep Oktar ve Yasemin Özler’in desteği ile bunu gerçekleştirebileceğiz.
Bewitched As Dark ile beraber yaptığımız, daha önceki kayıtlardan uzak ama benim çok sevdiğim bir şarkı var. Yıl bitmeden bu yayımlanacak.
Bir yandan birkaç özel konser kurgulamaya çalışıyoruz. Müziğin canlı performansla iletilmesi ve konserler benim için çok önemli. Olabildiğince sadece o ana ait olmaları için çabalıyorum. Bu anlamda 16 Kasım’da ARTER’de Hazal Döleneken’in trombon ile konuk olacağı bir performans gerçekleştireceğiz.
Yine bu ay içerisinde her iki albümden ikişer şarkının piyano versiyonlarının olduğu bir EP kaydedeceğiz. Umarım en kısa sürede yayımlayabiliriz.
Bunun dışında planım sürekli üretmek ve paylaşmak. Olabildiğince çok insanla bir araya gelmek, daha çok beraber üretmeye çalışmak.
Wearethehippies 2019