Gökay Yüzel: “Psychedelic kültür kendimi geliştirmem konusunda oldukça fayda sağladı”
Psychedelic sanat dendiğinde aklımıza genelde yabancı sanatçıların isimleri geliyor fakat Türkiye’den de bu işi oldukça iyi yapan sanatçılarımız da yok değil. Gökay Yüzel bu işi iyi yapan yerel sanatçılardan birisi olmak ile beraber; kendine özgü çizgisi ve dışa vurumları ile de öne çıkıyor. Soyut dünyaları dijital katmanlar ile ifade eden ve bunları göz alıcı bir renk uyumuyla birleştiren Gökay ile üretimleri ve kendisi hakkında biraz sohbet ettik. Merhaba Gökay. Öncelikle seni biraz tanıyalım. Bize kendinden bahseder misin? Merhaba. 1992 Bursa doğumluyum. Eskişehir Anadolu Üniversitesinde Uçak Teknolojisi okudum. Psychedelic müzik ve kültür ile de Eskişehir’de tanıştım. Şu an Bursa’da yaşıyorum. Psychedelic sanat yapmaya ilk ne zaman ve nasıl başladın? Aslında oldukça yeniyim bu konuda; sanırım 1 yıl yeni doluyor. Photoshop üzerinden denemeler yaptığım sırada Kristal Güngörün‘in the Dark Code Hallowen partisi için galeri çağrısını görüp şansımı deneyeyim dedim. Konsepte uygun bir iki iş çıkardım ve galeriye kabul edildim. Katıldığım ilk galeriydi,…
Görünmeyeni Görünür Kılan İki Eş Ruh: Alex Grey ve Allyson Grey
Alex Grey ve Allyson Grey, onlar kendi döneminin eş ruhu iki muhteşem sanatçı. Peki nedir onları birbirine bağlayan? Psychedelic sanat dediğimizde şüphesiz ki akla ilk gelen isimlerden biri Alex Grey. Onun sanatı ve vizyonu, görünmeyeni görünür kılan sembolik dili ve atıfları, yaptığı sanatı diğerlerininkinden ayrı bir kategoride algılamamızı sağlıyor. Kendisi gibi psychedelic sanat icra eden eşi Allyson Grey ile görünmeyeni görünür kılma yolunda ayrılmaz bir “bütün” olduklarını düşünüyorum. Gönül isterdi ki bu röportajı yüz yüze yapabileyim. Fakat Alex Grey’in Transfigurations kitabında yer alan bu röportajın çevirisini yapmaktan da oldukça mutluyum. Kendi yolculuklarında yaptıkları bütüncül sanatın, yaşadıkları tinsel, mental, duygusal ve fiziksel aşkla da nasıl harmanlandığını yaptıkları sanatın yanında, kelimelerinin içlerinde de görüyoruz. Aşk; iki bedenin, iki uzvun, iki ruhun ve iki mentalin arasındaki o kutsal ve bütüncül temas. “O benim favori sanatçım.” Stephen: Merak ediyorum, ikiniz de bağımsız görsel sanatçılar olarak, rekabet içerisinde değil de işbirliği içerisinde var olmanın bir…
Helena Arturaleza: “Doğadaki kaosun uyumu, insan deneyimimizin bir yansımasıdır”
Psychedelic Art dediğimizde, pek çoğumuzun zihninde ilk önce Alex Grey canlanıyor olsa da, bu işi ustalıkla yapanlar saymakla bitmez. Onlardan bir tanesi ise “80 Resimle Dünya Çapında” projesiyle yola çıkan gezgin ressam Helena Arturaleza. Helena Arturaleza çocukluğundan beri kendi ruhsal yolculuğunu dans, resim ve müzik ile ifade etmeyi başarmış genç bir sanatçı. Sanırım onu diğerlerinden ayıran şey, henüz 18 yaşındayken sürdürdüğü sanatsal yolculuğu sırasında – Medya ve Tasarım eğitimi alırken – meslektaşlarına sanat öğretmesi istenmesiydi. Daha sonra sanat okulunu bırakarak resim öğretmeni bir arkadaşı ile bir dünya seyahatine çıktı. Birkaç yıllık gezginlikten sonra, Viyana Vizyoner Sanat Akademisi’nde farklı sanatçılarla çalışarak şimdiki sanat anlayışının temellerini iyice oturtmuş oldu. 92 doğumlu bu genç sanatçının sanatına, ilhamına ve yaşantısına dair ayrıntıları öğrenmek için çevirisini yaptığım The Spirit of Art kitabında Helena ile yapılan röportaja bir göz atalım. Sanat ile olan yolculuğun ilk ne zaman başladı? 16 yaşımdayken sanatçı olmaya kararını verdim. Lisedeyken çoğu…