İsviçre’nin önde gelen keyifli ve bir o kadar da muzip blues punk üçlüsü THE LOVERS, üç farklı tarzda müzik yapan müzisyenin bir araya gelişi ile 2013 yılında kuruldu. İsviçreli grup THE LOVERS, şimdiye kadar 200’ün üzerinde konser veren grup, önümüzdeki günlerde kendilerine has tınıları ile ülkemizi ziyarete geliyor. 14 Aralık Cumartesi günü Reptilians From Andromeda ve Mobbers ile aynı sahneyi paylaşacak olan bu çılgın üçlü, Bova sahnede muazzam bir gece yaşatmaya hazırlanıyor.
Ülkemizi ziyarete gelmeden önce kendileri ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik.
Merhaba. Öncelikle grup elemanlarını biraz tanıyalım. Grup üyeleri kimdir ve neler yapar?
THE LOVERS, mikrofonlara karşı çığlık atan ve delicesine ses çıkaran üç şapşaldan oluşuyor! Junior Love gitaristimiz. Ben Love bateri kısmında ve bendeniz (JC Love) bass gitar çalıyorum. Çılgın bir rock’n roll komandosu ve vahşi bir blues punk üçlüsüyüz!
“THE LOVERS adı bu pozitif enerjinin kısaltılmışıdır!”
THE LOVERS nasıl bir araya geldi? Daha önceden birbirinizle müzikal anlamda herhangi bir etkileşiminiz var mıydı?
Ben uzun zamandır diğer grup elemanlarım ile zaten arkadaştım. 2012 yılında hep birlikte yeni bir şeyler yapmamız gerektiğini hissettik. İlk provadan itibaren bunun çok iyi olacağını biliyorduk. Aramızda çok fazla pozitif enerji vardı ve bir şekilde bunu devam ettirdik. Biz de hemen şarkı yazmaya başladık ve bugün çaldığımız pek çok şarkıyı o zamanlardan yapmıştık. THE LOVERS adı bu pozitif enerjinin kısaltılmışıdır!
“Üçümüz de farklı müzikal geçmişlerden geliyoruz”
Şarkılarınızı dinledim. Müziğinizi sadece “punk” çatısı altında değerlendiremiyorum. Daha komplike bir şey var. Right, You’re Wrong’tan aldığım tını ile All Over Now şarkısında hissettiğim çok farklı şeyler. Bu durumu belirleyen etmen nedir?
Evet, doğru bir yaklaşım. Çünkü üçümüz de farklı müzikal geçmişlerden geliyoruz. Davulcumuz jazz, reggae ve hatta country müzik bile yaptı. Ve ayrıca hiphop ve 60’ların tınısını oldukça seviyor! Junior ise blues ve jazz müzik ile yakından ilgili. Ben punk-rock’ı, hardcore ve garage punk’ı diğer her şeyden daha çok seviyorum. Ve tüm bu etkilerin müziğimizde bir araya geldiğini ve bu kadar eğlenceli ve ilginç kılan şeyin bu etmen olduğunu düşünüyorum.
İsviçreli bir grup olarak bize biraz oradaki müzik alternatiflerinden ve sahnelerinden bahseder misiniz?
İsviçre’nin her yerinde birçok harika grup ve harika mekân var. Hepimiz hiçbir şeyin olmadığı küçük İsviçre köylerinden geliyoruz! Belki de etrafta bu kadar çok harika grup keşfetmemizin sebebi de budur. Biraz kötü yerlerde prova almamız gerekebiliyor. Ancak ne yazık ki tüm İsviçre böyle gibi. Ve konser ya da şov düzenlemek gittikçe zorlaşıyor.
Önümüzdeki günlerde Türkiye’de bir konseriniz olacak. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
Geçtiğimiz birkaç yıl boyunca Avrupa’yı fazlasıyla gezdik ve 20’nin üzerinde ülkeye gittik. Türkiye’ye ilk kez geleceğiz ve bu konuda fazlasıyla heyecanlıyız. Bu sahne şovlarını Türk gruplar ile beraber sergilemek için sabırsızlanıyoruz. Rashit, Türkiye’deki en eski ve en iyi bilinen punk rock grubu olmalı. Reptilians From Andromeda ise oldukça etkin ve havalı! Tolga bize iki yerde çalmamızı söylediğinde iki kere düşünmedik bile! Hahah hemen kabul ettik. O yüzden lütfen bizi izlemeye gelin ve özellikle siz hippiler! Birlikte bir şeyler içelim ve sohbet edelim!
Wearethehippies 2019