Karanlık ve Aydınlığın Melodik Dengesi: Bewitched As Dark

Bewitched As Dark röportajı ile Bendis Morpheus’un müzikal yolculuğunu yakından inceliyoruz!

Bendis Morpheus’un tek kişilik kadın projesi olan Bewitched As Dark, yerli Janr’ın son zamanlarda parıltısını yurtdışına taşıyabilen en sağlam örneklerinden biri. Darkwave ve EBM tınıların, synth esintileriyle birleştiği müziği, karanlık ve aydınlığın tekinsiz ve melodik dengesini kulaklarımıza fısıldıyor.

Melodilerinden apaçık ortaya çıkardığı ve notaya döktüğü hususi bir karanlık duyuluyor. Bu karanlık, soğuk bir tekinsizlikten ziyade, adımları aşağı attıkça sıcaklaşan, sonunda ne olduğu bilinmeyen bir mahzen havasına büründürüyor şarkılarını adeta. Bu anlamda, Bewitched As Dark için, kendi karanlığının resmini notalara döküyor demek, çok da isabetsiz bir söylem olmaz, çünkü müziğini dinlerken sese eşlik etmesi beklenen imgeler, kendilerini alışılmışın dışında bir doğallıkla ortaya koyup dinleyicisine sunuyor.

Bewitched As Dark’ın müziğinin derinliğini soluyabilmek , müziğine ve üretimlerine dair kendi ağzından dökülenlere kulak verebilmek için kendisiyle keyifli bir söyleşi düzenledik.

Merhaba Bendis. Bize kısaca kendinden bahseder misin? Neler yapıyorsun?

Merhaba. 32 yaşındayım. Mersin’de yaşıyorum. 10 senedir müzik yapıyorum.

Bewitched As Dark projesi nasıl doğdu? Üretmeye ne zaman ve nasıl başladın?

Önceleri iyi bir dinleyiciyken bir yandan ben de bir şeyler yapsam ne iyi olur diye düşünüyordum. Bir grup kurmanın, kendi içinde birden fazla ses çıkan bir oluşumun içinde olmanın zor olduğunu düşündüğüm için teknolojinin nimetlerinden faydalanıp kendi müziğimi kendim yapmaya karar verdim. Bununla uğraşırken gündelik hayat streslerini üzerimden atıp deşarj olabileceğimi anladığımda da benim için üretmek vazgeçilmez oldu.

Türkiye’den Avrupa’ya Uzanan Bir Müzik Köprüsü

Birçok toplu projede yer aldın diye biliyorum. Türkiye’de ve yurt dışında yer aldığın projelerden de bahseder misin? 

Bundan üç sene önce Almanya’da Blackjack Illuminist Records tarafından çıkan, Paris saldırısında hayatını kaybedenlere adanmış Condolence:Paris isimli içinde 16 farklı müzisyenin yer aldığı bir toplama albümde yer aldım. Daha sonra Yunan psychedelic rock projesi Mellow Lizard ile ortak bir çalışmamız oldu. Geçen sene Türkiye’den Audioban etiketiyle çıkan içerisinde dokuz müzisyenin yer aldığı Dark Pulse – Audioban Selections: New Era of Turkish Dark Scene da yer aldım. En son, bu sene 25 Mart’ta yayınlanacak ve tüm geliri kadın sığınma evlerine bağışlanacak Not Your Turkish Delight isimli toplama da yer almaktayım.

12 Albümlük Bereketli Bir Müzikal Süreç

Şimdiye kadar kaç tane albüm yayımladın? Bunların müzikal süreçlerini ve oluşum aşamalarını kısaca anlatır mısın?

Bu konuda biraz fazla uçmuş olabilirim. 2009 yılından 2019’a kadar toplamda 12 albüm yayınladım. Müzik yapma işinden keyif almaya başladığımı fark ettiğim dönemlerde hayatımda pek çok şey tepetaklak olmuştu ve hıncımı müzikten çıkardım sanırım. O yüzden süreç bu kadar bereketli oldu, olmaya da devam ediyor.

Ritüelistik Bir Dark Wave Esintisi

Açıkçası müziğinde bariz bir şekilde hissedilen “ritüelistik” bir hava var. Dark wave’in karanlık doğasını bir kenara bırakırsak, bu ritüelistik derin havayı nasıl yorumluyorsun? Bu süreç kendiliğinden mi oluşuyor? Yani bir parçanın başına oturduğun zaman bu ritüelistik hava kendiliğinden mi ortaya çıkıyor yoksa daha öncesinden üzerine düşündüğün bilinçli bir süreçten mi geçiyor?

Bir şarkı yapmaya başladığımda kafamda hiç planım olmaz. Ne türüyle ilgili ne şarkının yapısıyla ilgili en ufak şeye sahip değilimdir. O “ritüelistik” hava da günlük hayatımda araştırıp vaktimi ayırdığım konularla, dinlediğim şarkılarla, izlediğim filmlerle, konserlerle harmanlanınca ortaya çıkan bir durum. Hepimiz aslında gün içerisinde alışkanlıklarımızla yapılması zorunlu işlerle belli bir ölçüde “ritüelist” şekilde yaşıyoruz zaten. Ruhumuz ve notalar biraz kararınca sonuç daha karanlık oluyor sadece.

Bazı şarkı isimlerinde özellikle bazı okült temalar dikkatimi çekiyor. Müziğini oluştururken kendi içsel karanlığından ziyade başka temalardan ilham aldığın oluyor mu?

Her insanın karanlığı, ruhu aydınlanana kadar sürüyor. Dönem dönem farklı konularla ilgileniyorum ben de ”aydınlanmak” adına… Dolayısıyla etkilendiğim her şey de müziğime yansıyor. Kabala ile ilgilendiğim bir dönem “The Soul in Kabbalah” gibi bir şarkı ismi çıkarken, enerjilerle çakralar ile kafayı bozduğum bir dönem de şarkının adı “Eflüv“e dönüşüyor.

Önümüzdeki süreçlerde yeni albüm hazırlıkları ya da yeni projeler var mı?

Birlikte ortak projede yer alacağım yeni isimler var, onlarla şuan şarkı hazırlama aşamasındayız. Albüm işleri için ise  hiç bir kolektife veya plak şirketine bağlı olmadığım için baya keyfe keder gelişiyor. Genelde sene başından sonuna kadar çıkan şarkıları tek tek Soundcloud üzerinden yayınlayıp sene sonunda hepsi bir yerde dursun kafasıyla albüm olarak Bandcamp’e transfer ediyorum. Bu sene de öyle olacak görünüyor. Şuan da şarkılar birikme evresinde, sonrası kısmet.

Türkiye’de Underground sahnenin üretimleri – özellikle son zamanlarda- oldukça keyifli ve tatmin edici gözüküyor. Underground sahneden birlikte üretim sağladığın isimler var mı?

Türkiye’de muhteşem gelişmeler oluyor; müzik kulvarında  çok keyifli işler çıkıyor. Bu da beni inanılmaz motive ediyor. Türkiye’den Bigeria Eternelle , Headspin, Shivers by the Abyss , Versucher, Geiger , Elz and the Cult,  Yaren Eren Budak ile ortak çalışmalarım oldu. İlerleyen zamanlarda bu isimlerin üstüne şuan şarkı yapım aşamasında olduğumuz farklı isimler de eklenecek.

Son olarak, dinleyiciler seni nereden takip edebilirler? 

Soundcloudsoundcloud.com/bewitched-as-dark
Bandcamp: bewitchedasdark.bandcamp.com
Facebook: facebook.com/bewitchedasdarkmusic adreslerinden ulaşabilirler. 

wearethehippies 2019