Geçtiğimiz günlerde, Şamanizm hakkında gerçekler konusunda Alya ile yapılan söyleşinin ilk bölümünü yayımlamıştık. Sibiryalı Şaman kadın Alya ile kadim bilgelik üzerine söyleşi 2 bölümünden, bu bilge kadının sözlerine kulak vermeye devam edelim. Bu kez ölüm ve ötesine dair pek çok ayrıntıya değinilmiş.
Alya, daha önce ölüm deneyimi yaşadın mı hiç?
Bir şaman olarak, dört kez öldüm. Ölümün ne olduğunu biliyorum. Son deneyimimde, ölümü tamamen kontrol edebilir hale gelmiştim. Öldüm ve hemen iyileştim. Unutma, herhangi bir ölüm, bir diğer deneyimden yeniden doğar.Kilisede ölümün var olmadığı söylenir. Bu doğru. Bu eyaletten ayrılırsan, başka bir yerde yeniden doğarsın. Tıpkı bunun gibi.
“Her nasılsa ölümün korkulmayacak bir şey olduğunu anladım”
Peki, bu nasıl oldu? Bir kaza sırasında ya da bir ritüel esnasında mı gerçekleşti?
Ölümü ilk kez yaşadığımda henüz çok gençtim. Ve fiziksel olarak gerçekten ölebilirdim. Bir tür mucizeydi bu. Belki de bununla başladı her şey. Her nasılsa ölümün korkulmayacak bir şey olduğunu anladım. Muhtemelen bilinç halimde bir şeyler değişti. 20 yaşında bir ameliyat geçirdim. Doktorlar ameliyattan sağ çıkacağımı düşünmüyordu. Bir şekilde ölümlü hayata tekrar geri dönmeyi başarmış oldum. Fakat bunu zorla yapmadım. Geri geldiğimde başımda dua eden biri vardı. Sanıyorum bu enerji, güçlü bir şekilde beni buraya döndürmüştü.
“Bilgi ve enerji kalbin derinliklerinden gelmeli”
Nasıl yani, başında biri dua mı ediyordu?
Basit kelimelerle yapılan dualardan bahsetmiyorum elbette. Bir kişinin enerjisi gerçekten yüksek ise başka birine fazlasıyla etki edebilir. Bu kendi yolunda olan bir şaman için olağan bir durum. Bilgi ve enerji kalbin derinliklerinden gelmeli, ancak o zaman etki edebilir hale gelir.
Peki ya diğer ölüm deneyimlerin?
Dört deneyimim de çok farklıydı. İkincisi oldukça korkutucuydu. Üçüncü deneyimimde korkulacak bir şeyin olmadığını anladım. Ve dördüncü deneyimimde bu durumu artık kontrol edebilir hale gelmiştim. Ve beşinci? Artık buna ihtiyacım yoktu, artık bununla ilgilenmiyordum. Ben sadece her seferinde yeniden doğdum; başka bir duruma adım attım.
Ölüm bir şaman için korkutucu değilse, peki ya en zoru nedir?
Yapabileceklerini yapmamak. Şifa için gelen birine yardım edememek. Bu en utancı ve affedilemez. Yaşadığınız umutsuzluk duygusunun tarifi yok ve en zoru da bu. Mesela gerçekten ölmek üzere olan biri gelmişse ve sizin artık o kişi için yapacak bir şeyiniz kalmamışsa, işte buradaki umutsuzluk çok acı verici. Yine de teşekkür ederiz, her şey için. Rehberlik etmek için yine de orada dururuz. Acı çekmemesi için.
“Bu aileden gelen bir durum ve nesilden nesile aktarılıyor”
Sana ne tür insanlar geliyor?
Çoğu zaman doktorlar tarafından korkutulan insanlar. Genel olarak pek sık ziyaretçim olmuyor aslında. Yerel halk beni gerçekten ziyarete gelmiyor. Birbirlerine kendi başlarına yardım edebiliyorlar. Biliyorsun, bu aileden gelen bir durum ve nesilden nesile aktarılıyor. Dolayısıyla yerel halk böyle şeyler için pek birbirine gitmez.
Her şamanın kendi şaman ailesine sahip olduğunu mu dile getiriyorsun?
Evet elbette. Seviyeler farklı ama. Ben ritüelleri biraz farklı yapıyorum. Ama en önemlisi çatışmadan kaçınmaktır. Bir şamana kendi gücü, doğa tarafından verilir. Ayinleri yaptıklarında ruhları, kendi hayvanlarının enerjisini çekerler. Onlarla birleşip kendilerini onlarla özdeşleştiriyorlar. Bu yüzden her şamanın bir totem hayvanı vardır.
Totem hayvanı tam olarak ne anlama geliyor?
Hayvanın ruhu. Bugün ormana bir miktar et bıraktım ve totemleri çağırdım. Ormanın içindeyiz ve burası onların asıl evi. Onların topraklarındayım ve onlara teşekkür etmeliyim. Bu hem saygı için hem de onların enerjilerini sakinleştirmek için.
Senin totem hayvanın hangisi?
Birkaç tanesine sahibim. Kuş totemlerim var, özellikle beyaz baykuş. Her nasılsa sana geliyor ve bir şekilde onunla özdeşleşiyorsun. Ve onun size ait bir şey olduğunu anlıyorsunuz. Bir Şaman için en güçlüsü, ayı totemine sahip olmaktır. Ayılar aldıkları kadar korurlar.
“Yalnız olduğunuzda sizi saran bir büyüklük vardır; temiz hava, dinginlik ve doğa”
Peki, müzik? Müziğin sizdeki anlamı nedir?
Bunun ne kadar harika bir durum olduğunu anlatmak çok zor. Ama anlıyorsun değil mi? Yalnız olduğunuzda sizi saran bir büyüklük vardır; temiz hava, dinginlik ve doğa. Hepsi birleşir sonrasında. Çözünmeye başladığınızda aniden toprağı hissetmeyi bırakıp uçuyormuş gibi hissedersiniz. Bu uçma hissi ruhu özgürleştirir. Ruh açılır ve şarkı söylemeye başlar. Siz kendiniz o anda bütün bunların nasıl gerçekleştiğini anlamıyor ve bilmiyorsunuz. Her şey kendiliğinden oluyor ve şarkı söylüyorsunuz, şarkı söylüyorsunuz, şarkı söylüyorsunuz…Buna davullar eşlik edebilir. O an, o durumla bütünleştiğinizde şarkı kendiliğinden çıkar. Aslında ne söylediğinizi bilmiyorsunuzdur. Sonra görüntüler gelir. İmgeler gelir. Ve büyük ritüel başlar…
Dip not: Bu röportaj çeviri bir röportajdır!
Wearethehippies 2019