2023 yılının kış aylarında C.B. Marsi ve Sag Giga tarafından kurulan Stone Cult, yerli sahnenin en yeni ve dikkat çekici gruplarından biri olarak daha şimdiden adından söz ettireceğe benziyor. Black metal sahnesine etkin bir şekilde giriş yapan grubun kasvetli melodilerle örülü müziklerinin sözlerinde mitoloji, kadim öğretiler ve okült hikayelerden esinlenmeler yer alıyor.
Henüz yayımlanan EP’leri “Extinction VI”, grubun felsefi ve müzikal derinliğini dinleyicisine sınırlı ama öz bir anlatımla sundu desek yanlış olmayacaktır. Zira gelecekteki albümün daha da güçlü ve etkileyici bir derinlik sunacağı kesin.
Stone Cult üyeleriyle yaptığımız röportaj ile birlikte grubu ve müzikal serüvenlerini daha yakından tanıyoruz.
Stone Cult olarak nasıl bir araya geldiniz? Grubun kuruluş hikayesini anlatır mısınız?
Stone Cult, 2023 yılının kış aylarında C.B. Marsi ve Sag Giga tarafından tasarlandı. Daha sonra 2024’ün ilk aylarında, 2000’li yılların başlarında black metal sahnesini paylaştığımız Hepialos ve Gorthol’un aramıza katılmasıyla grup formatına geçildi. En son Helverg’in de katılımı ile Stone Cult’ın ana kadrosu oluşmuş oldu.
Grup ismi olan “Stone Cult” neyi ifade ediyor? Bu ismi seçmenizin özel bir sebebi var mı?
Stone Cult tasarladığımız yapı için uygun ve özelikle seçtiğimiz bir isim. Stone Cult, taş kültü demek. Kadim zamanlardan günümüze uzanan bir inanış. Biz de tarihin başlangıcından insanoğlunun geleceğine uzanan habis ve karanlık gerçeklerini ortaya koymak için bu kadim inanışın ismi ile yola çıktık.
“Extincition VI bir yok oluş hikayesinin başlangıcı, bir nevi de sonu.”
Yeni EP’niz “Extinction VI” hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz? Bu EP’nin teması nedir?
“Extincition VI” bir yok oluş hikayesinin başlangıcı, bir nevi de sonu. Albümün ya da ana hikayenin fragmanı gibi. “Extincition VI” sarkısına, her ne kadar EP’de bir intro gibi gözükse de, daha önce yaşanmış beş büyük kitlesel yok oluştan sonraki altıncı kitlesel yok oluşu anlatmak ve ortaya koymak adına yaptığımız ayrı bir şarkı olarak bakıyoruz. “The Manifest of Misanthropic Reign”, Stone Cult’un ortaya koymak istediği mizantropik bir hükmün öngörülerini anlatan ve Stone Cult’un bu olayların örgüsündeki yerini betimleyen bir manifesto ile ortaya çıkış ve kaçınılmaz sonun anlatımı.
Magnus Ritus Noctis et Mortis, gece ve ölümün büyük ritüeli demek, insanoğlunun ihtirasları ile kurmuş olduğu yaşamın yok oluşunun, bu yok oluşun ritüelinin seremonisi. Şarkı zaten bu ritüel ile giriş yapıyor ve nakaratı ile geceyi ölümle kutsuyor. Son olarak, tasarladığımız bu konsept, EP ya da tek albümlük değil, Stone Cult uzunca bir hikaye anlatacak. Ve “Extincition VI” EP’si bu hikayenin sadece fragmanı.
“Extinction VI” için kayıt ve prodüksiyon süreci nasıl geçti? Karşılaştığınız en büyük zorluk neydi?
Aslına bakarsak kişisel yoğunluklarımız dışında bir zorluk yaşamadık. Tüm gitarları kendi ekipmanlarımız ile kaydettik. Davul ve vokal kayıtları Stüdyo Cross (İstanbul)’da yaptık, mix ve mastering için de The Haunting Studio (Atina) ile çalıştık.
Şarkı yazım ve beste süreciniz nasıl işliyor? Grup üyeleri arasındaki müzikal uyum nasıl? Farklı fikirler olduğunda bunu nasıl yönetiyorsunuz?
Daha önce de söylediğimiz gibi “Extincition VI” sadece bir başlangıç. İlk albüm tamamen hazır, sadece kayıt süreci kaldı, o da elimizde. İkinci albümün anlatımına ve bestelerine başladık. Üretim süreci bizim açımızda keyifli bir olay.
Grup üyelerinin tamamı black metalin içinden geliyor zaten, bu gerçekten elimizi rahatlatan bir durum. Tabi ki black metal dışında dinlediğimiz tarzlar da var, bunlar da Stone Cult yapı sürecini zenginleştiriyor. Müzikal fikir ayrılığı genel olarak olmuyor, olsa dahi grup içinde oy çokluğu ile çözüyoruz.
“Metal sahnesinin klişelerinden kaçınmak için, özgün olmak gerekir.”
Türk metal sahnesini bir dinleyici olarak ben gerçekten çok beğeniyorum ve özgün buluyorum ancak yine de belli konularda bazen kısıtlı kalabiliyoruz. Yurt dışı ile kıyaslamaktan bahsetmiyorum, zaten bunu da yeterince gereksiz ve saçma buluyorum. Bir müzisyen olarak düşündüğünüzde black metal sahnesinin ya da metal sahnesinin klişelerinden kaçınmak için sizce neler yapmak gerekir?
Türk metal sahnesi bizce de oldukça başarılı, kayıt ve özgünlük olarak Avrupa kalitesini yakaladığımızı düşünüyoruz. Zaten yurt dışına çıkan ve bizi başarı ile temsil eden gruplarımız bunun göstergesi. Black metal ya da metal sahnesinin klişelerinden kaçınmak için, bizce özgün olmak gerekir. Tabi ki esinlenilen gruplar hep var olacaktır, olmalıdır. Lakin burada kaliteli ve özgün bir harman gerekiyor. Bununla hem beste yapısını, hem sahne performansını, hem de imajı kast ediyorum.
Black metal sizin için ne ifade ediyor? Daha doğrusu bu türü diğerlerinden ayıran en önemli özellik sizce nedir?
Black metal en yalın ve en karanlık anlatım sanatıdır. Her metal türünün kendine özgü bir üslubu vardır, bunlar ayrıştıran özellikler değil, kendi türüne has güzelliklerdir.
İleriki süreçlerde dinleyicileri neler bekliyor?
“Extincition VI” EP’miz Stone Cult’un tanıtımı. EP sonrası 4 albümlük olay örgüsü yazdık. İlk albümün kayıt çalışmaları ile birlikte kendimizi tanıtmak için konserler vermeyi planlıyoruz. İlk albümümüz 2025 yılında çıkar diye tahmin ediyoruz.