Başkentin Darkwave Karaltısı: Goetia Röportajı

Goetia röportajı ile başkentin karanlık silüetine yolculuk…

Başkentin puslu sokaklarından yükselen bir karanlık var ve bu karanlığın adı: Goetia! 2025 yılı, bu iki kişilik Ankaralı darkwave projesinin içsel karanlığının somutlaştığı ve müzikal anlatımını daha da derinleştirdiği bir dönüm noktası oldu. Yıl boyunca dinleyicisi ile buluşturdukları üç güçlü şarkıyla – Nektar, Döngü ve Nihil – biz darkwave severleri hem içsel bir sorgulamaya hem de karanlık bir atmosfere sürüklediler.

Nektar, Döngü ve Nihil, sıradan bir single serisinden çok daha fazlası. Grubun üzerinde titizlikle çalıştığı konsept albüm projesi, “7 Ölümcül Günah” temasına dayanıyor. Her şarkı, insan doğasının karanlık bir yönünü temsil ediyor; günahların ruhsal izdüşümünü synth tabanlı, melankolik ve zamansız tınılarla yansıtıyor.

Lafı çok da çetrefilleştirmeden Goetia röportajı ile bu iki genç ve değerli müzisyenin müzikal süreçlerine kısaca bir göz atalım!

Merhabalar. Goetia’nın doğuş hikayesini bizimle paylaşır mısınız? Projenin arkasındaki fikir nasıl gelişti?

Goetia, uzun süredir hayalini kurduğumuz bir projeydi. Eskiden beri farklı türlerde birlikte müzik yaptık ve en son Macabre adında bir post-punk grubu kurduk. Bu deneyimlerin ardından, bizim için en uygun türün darkwave olduğuna karar verdik. Hem yüksek temponun hem de kasvetin bulunduğu, sert basların ve hipnoz edici synthlerin bulunduğu bu tür bizim için biçilmiş kaftan gibiydi. Zaten uzun süredir de türü yakından takip ediyor ve bu tarzda şarkılar yapmak istiyorduk.

Goetia röportajı

İkiniz arasındaki müzikal işbirliği nasıl şekilleniyor? Görev dağılımınız nasıl?

Tolgahan sound design, söz yazımı, vokal ve mixing kısımları ile ilgileniyor. Önceden de synthwave, French electro türlerinde şarkılar yaptığı ve bilgisayar oyunlarına müzik/SFX yaptığı için bu konularda deneyimli. Berent ise uzun zamandan beri piyano çalıyor ve klasik türde parçalar besteliyor. Bu nedenle Berent besteleme sürecinde akorları, melodileri düzenleme ve türe sadık kalma kısmıyla ilgileniyor ve besteler onun süpervizyonunda ortak şekilde yapılıyor.

“7 Ölümcül Günah temasını işlediğimiz bir albüm olacak”

Bu yıl içinde 3 tane harika single çıkardınız. Albüm hazırlık sürecinden biraz bahseder misiniz? Albümün tamamını ne zaman dinleyebileceğiz?

Öncelikle güzel yorumunuz için teşekkür ederiz. “7 Ölümcül Günah” temasını işlediğimiz bir albüm olacak. Bu albüm için sırasıyla envy, sloth ve pride temalarını işleyen singlelar çıkardık. Geri kalan şarkıların temaları da lust, greed, gluttony ve wrath olacak. Şu anda kalan bu dört şarkı üzerinde çalışıyoruz. Hepsi tamamlandığında albümü yayımlamayı planlıyoruz. Tahminen Ağustos ortasına doğru biteceğini düşünüyoruz.

Parçalarınızda karanlık ve melankolik atmosfer baskın. Bu temaların sizdeki karşılığı nedir?

Bir önceki sorunun cevabında da bahsettiğimiz gibi bu albüm için her şarkı bir günaha karşılık geliyor. Şarkıyı dinleyenlerden bazıları açgözlülük günahını kendinde bulurken bazıları ise kibri buluyor. Bizim amacımız her günah ile ilgili “folklore” denilebilecek türde hikayeler anlatmak. Bir bakıma günahı tek başına soyut şekilde değil de günahkarı ele almak, çünkü günahkar ve günah ayrı tutulabilecek şeyler değildir.

Goetia

“Darkwave’in post-punk, goth rock gibi türlerle en büyük farkı yoğun synthesizer kullanımıdır”

Darkwave’i diğer karanlık müzik türlerinden (post-punk, cold wave, goth rock) ayıran en belirgin özellik sizce nedir?

Darkwave’in post-punk, goth rock gibi türlerle en büyük farkı yoğun synthesizer kullanımıdır. Diğer türlere göre çok daha elektronik ve hipnotik bir tür. Genelde kendini tekrar eden melodiler olsa da EBM, French electro gibi daha dinamik tarzlara da yakınlığı var denebilir. Post-punk sepya renginde nostaljik bir tatken darkwave siyaha ve kırmızıya bulanmış bir disko topu denebilir. Darkwave ile coldwave arasında ise daha minimal bir fark olsa da coldwave daha düşük tempolu müzikleriyle ve daha monoton vokalleriyle darkwave’den ayrışır.

Goetia’nın müziğini sadece bir dönemle özdeşleştirmek gerekse, bu hangi dönem olurdu?

Bu sorunun net bir cevabı yok aslında çünkü şarkıların hepsi sound olarak farklı alt türler arasında dolaşırken temasal ve lirikal olarak da farklı dönemlerden izler taşıyor. Farklı dünyalardan ortak noktaları günahlarının kölesi olan kişiler anlatılıyor. Spesifik bir dönem yok çünkü tembellikle hayatını yok eden, kibir delüzyonlarında kaybolan, elinde olmayanı kıskanan insanlar her dönemde vardı ve var olmaya devam edecek. Bu günahlar zamansız günahlar, insanı insan yapan hatalar bunlar.

Ankara’nın gri atmosferi, şehirdeki yalnızlık hissi ve politik dokusu, müziğinizin karanlık atmosferine nasıl yansıyor?

Ankara sık sık rastlanan brutalist mimarisi ile darkwave, post-punk ve benzeri türler için harika bir ilham kaynağı denebilir. Şehrin her yeri ruhsuz soğuk beton. Sakin bir sahili olan tatil beldesinde bu ilham bulunmaz. Şehrin politik ve bürokratik örtüsü, İstanbul’daki kalabalık arasında kaybolmuşluk ve değersizlik hissine nazaran bir başkaldırı, reddetme, direnme hissi yaratıyor.