İsveç’in Stoner Doom Tapınağı: Saturnalia Temple

Saturnalia Temple, İsveç kökenli bir stoner doom metal grubudur ve müzikleri okült temalarla, özellikle de karanlık ve mistik unsurlarla öne çıkar. Grup, 2006 yılında kuruldu ve müziğinde yoğun gitar riffleri, ağır bas tonları ve derin, mistik atmosferlerle dikkat çekiyor. Saturnalia Temple’ın parçalarında eski mitoloji, mistisizm ve okültizme olan ilgiyi hissedebilirsiniz; özellikle de antik pagan ritüeller ve büyücülük gibi temaları sıklıkla parçalarda işleniyor.

İlk olarak “UR” adlı bir demo albümle müzik sahnesine adım atan grup, ardından 2011 yılında çıkardıkları “Aion of Drakon” albümüyle büyük beğeni topladı. Bu albümdeki parçalar, dinleyiciyi ağır tempolar ve büyüleyici melodilerle adeta doom metalin karanlık ve esrik yolculuğuna çıkarıyor. Daha sonra “To the Other” (2015) ve “Gravity” (2020) gibi albümlerle müzik kariyerini sürdürdüler. Son olarak ise “Paradigma Call” albümüyle dinleyicisi ile buluşan grup bence bu albümüyle tam olarak rüştünü ispat etmiştir. Saturnalia Temple, kendine özgü tarzıyla doom ve stoner metal sahnesinde karanlık, okült bir atmosfer yaratmayı başarmış ender gruplardan biridir.

Saturnalia Temple röportajı ile grubun müziklerine dair keyifli bir yolculuğa çıkıyoruz.

“Saturnalia Temple karanlığa yapılan yolculukların sanatsal bir ifadesidir.”

Merhaba. Saturnalia Temple’ı benzerlerinden ayıran bir duruş var: Psikedelik ögeler barındırmasına rağmen çok daha karanlık. Siz buna katılıyor musunuz ve sizce neden?

Teşekkür ederim, ben de etrafta bizim yaptığımızı yapan bir şey bulamıyorum. Tarihsel olarak müzik, ruhani ve büyülü uygulamalardan gelir ve özünü ve çekirdeğini kaybetmeden köklerinden gerçekten ayrılamaz. Müziği hem dışarıdan hem de içeriden deneyimlemek büyük bir değişime neden oluyor, müzisyenler ve dinleyiciler sıradanlığın ötesine geçen bir deneyimde birleşiyor. Bugünlerde müziğin, üzerinde düşünülmeden, ticari ve jenerik yapılarla ilişkilendirilmesini biraz üzücü buluyorum. Saturnalia Temple metali, bir şamanın şaman davuluna vurması gibi çalıyor.

Bahsettiğiniz karanlık her zaman bilinmeyendir. Bizim için bilinmeyen şey karanlıkla kaplıdır. İlginç bir şey bulmanın tek yolu bilinmeyene, dolayısıyla karanlığa gitmektir. Bu süreçle kişi karanlığa ışık getirir ve bilgi edinir. Karanlığın kendisini yücelterek ya da ondan zevk alarak kazanılacak hiçbir şey yoktur, bu bilgisizliği kutlamak anlamına gelir. Saturnalia Temple karanlığa yapılan yolculukların sanatsal bir ifadesidir.

Saturnalia Temple

“Müzik ve büyü arasında hiçbir fark yoktur, biz sadece bu gerçeği kabul ediyoruz”

Okült temaları müziğinize entegre etme kararınız nasıl gelişti?

Yukarıda da okuyabileceğiniz gibi, müzik ve büyü arasında hiçbir ayrım yoktur. Biz sadece bu gerçeği kabul ediyor ve müziği olabildiğince eski bir sihirli inisiyasyon yolu olarak onurlandırıyoruz.

Şarkı yazım süreciniz nasıl işliyor? Önce müzik mi geliyor yoksa temalar mı belirleniyor?

Yolculuk, onu tanımlayabilmek için önce gerçekleşmelidir. Tüm müzik ve sözlerin temeli, otuz yılı aşkın bir sürecin ezoterik inisiyasyon deneyimleridir. Enstrüman çalmanın asli yolunun en iyi tezahürü, düşünmeme moduna girmekten ve yapmamaktan (Wu Wei) geçer. Saturnalia Temple’da enstrümanların çalınması çok güçlü bir ruhani eylemdir, bu da içkin olduğu anlamına gelir.

Saturnalia Temple – Paradigma Call (2024)

En son albümünüzle önceki çalışmalarınız arasında nasıl bir gelişim veya değişim görüyorsunuz?

Değişim bu varoluşta var olan tek şeydir, değişmeyen tek şeydir ve ancak bunu kabul ederek ve onunla doğru şekilde çalışarak her şey düzgün bir şekilde yapılabilir. Hem yaşamın gücünün, hem sürekli değişimin hem de bilinmeyenin/karanlığın en iyi sembolü Ejderhadır. Dolayısıyla tüm kayıtlarımız bu kavramı ele alıyor ve değişimi entelektüel düşünce süreçlerinin ötesinde bir şekilde kucaklıyor.

Müzikte gelişime inandığımdan emin değilim. Ancak değişime inanıyorum.

“Düşünmeme ve yapmama haliyle çalışırken, her şey şimdidir.”

Stüdyoya girerken müziğinizde spontane gelişen ögeler oluyor mu, yoksa her şey en ince ayrıntısına kadar planlanıyor mu?

Düşünmeme ve yapmama haliyle çalışırken, her şey şimdidir. Mümkün olduğunca plan yapmaktan kaçınıyorum. Bu yüzden kendi stüdyomda / tapınak ortamımda kayıt yapıyorum, bu da herhangi bir zamanda herhangi bir şeyi kaydetmeyi mümkün kılıyor. Herhangi bir teknik unsurun önem kazanmasına çalışmaktan kaçınıyorum ve kaydın titreşimine ve ruhuna odaklanıyorum.

Müzik dışındaki sanatlardan (resim, sinema, edebiyat) ilham aldığınız alanlar var mı?

Evet, sanatın her türü ilham verici olabilir. Ancak asıl ilham kaynağı, yukarıda da belirtildiği gibi, karanlığa ışık getirmek için yapılan inisiyatik yolculuktur. Bu, pek çok kadim metinde anlatılan çok eski bir süreçtir ve varoluşun temel kavramıdır. Geri kalan her şey bir yem ya da sapmadır.

Tantrik bir perspektiften bakıldığında dünya hem bir tuzaktır hem de güçle doludur, kişi yalnızca bunlardan hangisine hayatını adayacağını seçmelidir.