Fransız Metalinin Karanlık Dehalarıyla Röportaj: Celeste

Celeste röportajı ile grubu yakından tanıyoruz! Albüm kapaklarıyla dikkat çeken ve kendine has avant-garde yaklaşımlarıyla öne çıkan Fransız grup Celeste, dinleyicilere bambaşka bir atmosfer sunuyor. Her detayında karanlık ve derin bir estetik barındıran artworkler, müziklerinin görsel bir yansıması olarak adeta dinleyiciyi içine çekiyor. Celeste’in yarattığı bu benzersiz dünya, her albümde yeniden keşfedilmeyi bekleyen bir esrarengiz yolculuk gibi.

Merhaba. İstanbul’dan selamlar! Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkürler. Bu aralar neler yapıyorsunuz? 

Johan: Teşekkürler! Bugünlerde oldukça yoğunuz. Yeni albümün promosyon çalışmaları birkaç gün içinde başlayacak ve önümüzdeki konserler için çalacağımız şarkılara odaklandık; özellikle de önümüzdeki Mart ayında yapacağımız Avrupa turu için. 

Geçtiğimiz aylarda “Soulcrusher” festivalinde, pandemi sonrası ilk konserinizi verdiniz. Neler hissettiniz? Seyirci nasıldı? 

Johan: Mükemmel bir yerdi, özellikle de böylesine önemli bir konser için. Festival çok iyi organize edilmişti, oldukça kalabalıktı ve iletişime açık bir seyirci gelmişti. Daha iyisini düşünemezdik. Maalesef bir miktar hazırlıksızdık ama buna rağmen güzel bir şov oldu ve çok iyi geri dönüşler aldık. 

Kendi adıma bu gerçekten önemliydi, çünkü hayatımın tadını çıkarmanın en güzel yolunun grubumla seyahat halinde olmak olduğunu düşünüyorum. Yolculukla ilgili ufak detayları, hatta 2 gün doğru düzgün uyumamak gibi can sıkıcı olanları bile değerli buluyorum. Bu gibi kötü yönlerini bile özlüyorum. Bütün bunlar yolculuğu canlı bir deneyim haline getiriyor. 

Pandemi demişken, klişe bir soru sormak istiyorum ama çok merak ediyorum. Pandemi sürecinde üretiminiz nasıldı? Bu süreçte neler yaptınız? 

Johan: Aslında bu süreç bazılarımız için oldukça üretken geçti. Benim açımdan bakarsak, evde yeni bestelerle ilgilenecek ve yeni teknikler öğrenecek bol bol zaman buldum. Örneğin ev stüdyosu kaydı yapmak konusunda pek iyi değildim, bu konuda mümkün olduğunca kendimi geliştirmeye çalıştım. Davul bölümleri yazmayı, düzenlemeler yapmayı, miksaj yapmayı vs. öğrendim. Pek çok açıdan sancılı bir durum da olsa itiraf etmem gerekir, ben bu süreçten oldukça keyif aldım. Bu benim için adeta tam zamanlı bir müzisyenlik deneyimiydi. 

İstanbul, tur programımıza dahil değil, ancak…” 

2022 yılında harika ve büyük bir Avrupa turnesine çıkıyorsunuz. Türkiye’ye gelmenizi çok isterdik. Avrupa turneniz için neler söylemek istersiniz? 

Johan: Bu şimdiye kadar yapacağımız en uzun tur olacak. Yaşadığımız pandemi sebepli düş kırıklıklarının ardından böyle bir fırsat yakalamış olmak bizi rahatlatıyor. Bu aynı zamanda bir meydan okuma, zira bu oldukça uzun sürecek. İlk defa bir tur otobüsüyle yolculuğa çıkıyor olmamız dolayısıyla bunun normalde yaptığımız karavan yolculuklarından daha az yorucu olmasını ümit ediyoruz. Yola çıkmak için sabırsızlanıyorum. Yeniden ziyaret etmeyi istediğim pek çok şehir var. Aynı zamanda sahneyi Conjurer ile paylaşma şansına sahibiz ki çok uyumlu olacağımızdan yana şüphem yok. 

Turlayan müzisyenler olarak yoldayken yapılması ve yapılmaması gerekenler hakkında daha önce tecrübesi olmayanlara neler önerirsiniz? Yolculuğu sizin için keyifli kılan şeyler nelerdir? 

Johan: Çok fazla içmeyin, olabildiğince fazla uyuyun ve önden kendinizi hazırlayın (hem fiziksel hem de mental olarak). Bunları söylemesi kolay ama dürüst olmak gerekirse bu alışık olduğumuzdan farklı bir durum. Her neyse, eğer turlama konusunda pek tecrübeye sahip değilseniz bunu fazla kafaya takmayın, yoksa tam anlamıyla keyfini çıkaramayabilirsiniz. Zaten yaptığınız hatalar da bu keyifli deneyimin bir parçası oluyor. 

Muhteşem Artworkler

Gerek sahne yönünden, gerek diğer alanlarda görselliği ön planda olan bir grupsunuz. Kendinize has bir estetiğe sahipsiniz. Albüm görsellerinize bakıldığı zaman, ‘’bu Celeste tarzı’’ dedirtiyorsunuz. Artwork süreci nasıl ilerliyor? 

Johan: Bütün bu süreçle ben kendim ilgileniyorum. İlk albümde grupla ilgili bir vizyon aklımda henüz tam oluşmamıştı, ancak Nihiliste(s) albümünden beri nereye doğru ilerlediğimizi görebiliyorum. Neyi sevip sevmediğimi veya gruba neyin uyup uymadığını anlayabiliyorum. Bu oldukça zor bir iş ve kimi zaman uzun bir serüven oluyor. Tek bir albümün komple artwork üretim süreci 1 ilâ 2 yılımı alabiliyor, ama sonucu da çok doyurucu oluyor. Bizi dinleyenlerin de dışında pek çok insan bizim estetik anlayışımızdan hoşlanıyor. Bu tarz geri dönüşler de beni çok memnun ediyor. 

Biraz da yeni albüm çalışmalarından konuşalım. Yeni albüm çalışmaları nasıl gidiyor? Bu yeni albümde bizi bildiğimiz Celeste soundu mu bekliyor yoksa yeni ya da farklı bir şeyler var mı? 

Johan: Şahsi fikrime göre bu albüm bizim için pek çok şeyi değiştirecek. Dinleyiciler bu konuda hayal kırıklığına mı uğrar ya da şoke mi olurlar kestiremiyorum. Ancak bu sefer gerçekten açık fikirli olmaya çalışarak ortaya yepyeni bir iş koyuyoruz. Bu tabiki yine bir CELESTE albümü, ancak ruhumuz bizi yeni yollara sevketti. Bu konuda fazla ipucu vermek istemiyorum, ama umarım sizleri iyi anlamda şaşırtabileceğiz. Açıkçası pek çok iyi albümün takdir görmesi zaman alıyor. Dolayısıyla ilk başta biraz rahatsızlık hissedebilir hatta hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz, ancak umuyoruz ki zamanla yaptığımız şeyi olduğu haliyle sevmeye başlayacaksınız. Bunun üzerinde gerçekten çok çalıştık ve umarım bu boş bir çaba olmayacak ve geldiğimiz noktayı anlayabileceksiniz. 

Fransa’dan bazı gruplar yurt dışına çıkmakta zorlanıyor ama Celeste bunu başardı. Çünkü Celeste eşsiz ve benzersiz bir grup. Sizce Celeste’i benzersiz ve özgün yapan nedir? 

Johan: Evet haklısın, biz Fransa’dan çok, yurt dışında konser verdik. Bunu yapmamızın sebebi yolculuğa çıkmaktan hoşlanmamızın yanı sıra Fransa piyasasında bir miktar dışlanmış hissediyor olmamız. Daha iyiye gitmek ile beraber durum bu. Çoğu Fransız dinleyicisi bizi ya hiç bilmiyor ya da bizim yurt dışından gelen bir grup olduğumuzu sanıyor. 

Bizi özel yapan şey ne? Bunu gerçekten bilemiyorum. Ama bu konuda diyebileceğim ilk şey, diğer gruplara benzeme çabamızın olmaması. Aynı zamanda müziğimizi bestelerken insanların ne düşüneceğini umursamıyor, bu kaygının sanatsal kararlarımıza etki etmesine izin vermiyoruz. 

Son olarak okuyuculara ne söylemek istersiniz? 

Johan: Eğer okurlarınız genellikle İstanbul’da oturuyorsa, bir sonraki ziyaretimizde konserimize mutlaka gelmelerini rica ediyoruz. Önceki konserimiz gerçekten güzel geçmişti ve eminim bir sonraki sefer daha da keyifli olacaktır! 

Röportaj için çok teşekkürler. Yeni albümümüz ile ilgili verdiğim bu ilk röportaj oldu ve oldukça keyifliydi.